bugün hocamız bi soru sordu: "hafta sonunuz nası geçti?" diye.. atladım hemen haliyle: "harika geçti hocam.." dedim. niye böyle dedim? niye olacak, istanbul'a gittim de ondan. ehiehi. evet sevgili okur, disko kralı'na gittik bu hafta sonu. radyo topluluğu ile beraber üstelik. güzeldi vallahi. çok güzeldi.
programdan önce, istanbul'a ilk kez gitmiş bi insan olarak şunu söylemek istiyorum: bu şehirde her şey çok arkadaş. gözüme ilk çarpan şey bu oldu. diren'e de söyledim, hakkaten lan dedi. bu şehrin insanı çok, arabası çok, otobüsü çok, binası çok.. çok allah çok.. ama muazzam bi şehir vesselam. ne yalan söyliyim, rize'yle kapışır benim gözümde. düşün artık gerisini. anlatıyım ister misin biraz? hadi anlatıyım tamam. programdan önceki 3-4 saatlik boş vaktimizde güzel yerler gördüm. misal ortaköy, misal taksim, misal istiklal caddesi. taksimde ıslak hamburger bile yedik olm ne diyosun sen.. peheyy.. istiklalde bi yere gittik, aynı ersin karabulut'un sandık içi köşesinde çizdiği yerdi orası. kesin yani. orası orasıydı. kanal d binasına giderken Ali Sami Yen Stadyumu'nun yanından geçtik ve ben kendimi otobüsten atıp koşa koşa stada sarılmak istedim, olmadı.
efenim gezdik dolaştık, sonunda tabi asıl amacımız olan kanal d binasını ziyaret etme eylemini gerçekleştirdik. yarım saat beklettiler kapıda ama canları sağ olsun. içeri girdik, bi ilgi, bi alaka, bi ikram.. neler neler yani. eheh. yok yok şaka. bize de normal konuk gibi davrandılar. ama en öne oturduk o başka. neyse konu dağıldı. ne diyoduk? heh program. programa fatih ürek, fırat abi (haneler'deki yaban), boncuk abla (haneler'deki pınar), rasim öztekin, volkan baydar, nazlı kızlar ve ismini hatırlayamadığım niceleri katıldı. [bu bir reklamdır.] volkan baydar dediğimiz adam, öyle mest etti ki hepimizi, ağzımızın suyu aktı dinlerken. [bu bir reklamdır.] programın sonlarına doğru okan, topluluğumuzdan nazlı'yı çıkardı sahneye. oturttu sunucu koltuğuna. hediyesini aldı nazlı'dan. odtü'ye gelme sözü verdi. falan. şahaneydi o dakikalar. heyecan bastı, gurur sardı etrafımızı. (heyecan basması) öte yandan rasim öztekin, kinaye döktü etrafa. iğneleye iğneleye bi hal etti alamancı "beybi"leri.
velhasıl kelam, çok eğlendim ben. iyi ki gitmişim bu geziye. program da muhteşem oldu, küçük istanbul gezisi de. keşke hep gitsek böyle. ulan çok güzeldi yaa. gelemeyenlerin de canı sağ olsun, üzülmesinler. (wod'a selamlar..) bi dahaki sefere gelirler onlar da inşallah. neyse efenim artık bitiriyorum ben. öperim hepinizi. kendinize dikkat edin! görüşürüz!
kime bakmıştın tanıyamadım
maziyi hatırlamam da ben pek
izleme beni adım adım
senin kafanı kırarım köpek
ve ayrıca:
beybi, beybi, uu beybi beybi..
26 Ekim 2009 Pazartesi
19 Ekim 2009 Pazartesi
hastahastamaddele vol. ??
öhöm.. bu "öhöm" bir konuşmaya giriş yaparkenki boğaz temizleme "öhöm"ü değil, hasta olunduğunda genizden gelen şiddetli "öhöm"dür. evet, burdan ne anlıyoruz arkadaşlar? hastayım. vay anasını. okurlarını salak yerine koyan yazar oldum resmen. özür dilerim. neyse. lafı fazla uzatmadan yazımıza geçelim artık.
●burger king de esra&ceyda kardeşler'i reklamında oynattı ya, bütün keyfim kaçtı. burger'ı zaten sevmezdim, şimdi hiç sevmiyorum. dünyanın en beyinsiz ikilisini ikide bir, durduk yere gözümüzün önüne getirmelerinden hazzetmiyorum arkadaş. oyuncu desen diil, şarkıcı desen diil, ne idüğü belirsiz iki tane kafasızı reklamda oynatmak nedir ya? zaten kötü patates yapıyosunuz, böyle reklamlar çekip daha fazla müşteri kaybetmeyin bence. of sinir oldum.
●alpay erdem'in gelişi, yiğit özgür'ün dönüşü, ersin karabulut'un sandık içi'ne devam etmesi sizce de uykusuz'u eski günlerine döndürmedi mi? siz de artık her sayıda anıra anıra gülmüyor musunuz? gülmüyorsanız da, gülmelisiniz bence. adamlar muhteşem zira.
●ekşi sözlük diye bi site var. bilirsiniz. bilmeyenleriniz için kısa özet geçeyim: her türlü konuda açılan başlıklara, formata uygun olmak koşuluyla, istenen "entry"nin (yani yazının) yazıldığı bi site. fakat, bunu yapabilmek için yazar olmanız gerekiyor. insanlar fikir paylaşıyorlar, konu tartışıyolar vs. işte bu site eskiden (eskiden dediğim de, 2 yıl önce falan) çok muazzamdı. bi sürü şahane yazarı vardı, esprinin bini bi paraydı. depeyi vardı mesela, mükemmel diyaloglar oluştururdu, entrylerinin tamamına yakınında güldürürdü. bıraktı sözlüğü. ssg ile falan avunduk ama, birden bi şey oldu sözlüğe. bir ateist-dinci, sağcı-solcu kapışması aldı götürdü. insanlar siteye girdiklerinde gördükleri tek şey bu olmaya başladı artık. haliyle eski tadı kalmadı. artık sadece hafta başlarında, geçen haftanın en beğenilen entrylerini okumak için giriyorum ben mesela. diyeceğim odur ki, siteyi geri istiyoruz biz! depeyi geri dönse, ssg biraz daha aktif olsa, site yönetimi daha otoriter olsa, eski günler geri gelir belki ha? olmaz mı dersiniz? olur yaa. niye olmasın. olsa ya.
●öhhö öhhö..
●hasta olunca insan gizli gizli dışlanıyo bence. mesela beni karantinaya aldılar. su şişesi çıkardı annem bi tane, "sen bundan iç suyunu, bardaklarla içme ki biz de hasta olmayalım.." dedi. hüzünlendim. sonra havlu ayırdı bana özel; önüme mendil yığdı bi sürü, stok yaptı. alt tarafı nezle oldum lan, nedir bu muamele?!
neyse ya, başım ağrıyo zaten. gideyim ben. hasta hasta nerden esti aklıma yazı yazmak, bilmiyorum. neyse hadi, öpüyorum hepinizi.
●burger king de esra&ceyda kardeşler'i reklamında oynattı ya, bütün keyfim kaçtı. burger'ı zaten sevmezdim, şimdi hiç sevmiyorum. dünyanın en beyinsiz ikilisini ikide bir, durduk yere gözümüzün önüne getirmelerinden hazzetmiyorum arkadaş. oyuncu desen diil, şarkıcı desen diil, ne idüğü belirsiz iki tane kafasızı reklamda oynatmak nedir ya? zaten kötü patates yapıyosunuz, böyle reklamlar çekip daha fazla müşteri kaybetmeyin bence. of sinir oldum.
●alpay erdem'in gelişi, yiğit özgür'ün dönüşü, ersin karabulut'un sandık içi'ne devam etmesi sizce de uykusuz'u eski günlerine döndürmedi mi? siz de artık her sayıda anıra anıra gülmüyor musunuz? gülmüyorsanız da, gülmelisiniz bence. adamlar muhteşem zira.
●ekşi sözlük diye bi site var. bilirsiniz. bilmeyenleriniz için kısa özet geçeyim: her türlü konuda açılan başlıklara, formata uygun olmak koşuluyla, istenen "entry"nin (yani yazının) yazıldığı bi site. fakat, bunu yapabilmek için yazar olmanız gerekiyor. insanlar fikir paylaşıyorlar, konu tartışıyolar vs. işte bu site eskiden (eskiden dediğim de, 2 yıl önce falan) çok muazzamdı. bi sürü şahane yazarı vardı, esprinin bini bi paraydı. depeyi vardı mesela, mükemmel diyaloglar oluştururdu, entrylerinin tamamına yakınında güldürürdü. bıraktı sözlüğü. ssg ile falan avunduk ama, birden bi şey oldu sözlüğe. bir ateist-dinci, sağcı-solcu kapışması aldı götürdü. insanlar siteye girdiklerinde gördükleri tek şey bu olmaya başladı artık. haliyle eski tadı kalmadı. artık sadece hafta başlarında, geçen haftanın en beğenilen entrylerini okumak için giriyorum ben mesela. diyeceğim odur ki, siteyi geri istiyoruz biz! depeyi geri dönse, ssg biraz daha aktif olsa, site yönetimi daha otoriter olsa, eski günler geri gelir belki ha? olmaz mı dersiniz? olur yaa. niye olmasın. olsa ya.
●öhhö öhhö..
●hasta olunca insan gizli gizli dışlanıyo bence. mesela beni karantinaya aldılar. su şişesi çıkardı annem bi tane, "sen bundan iç suyunu, bardaklarla içme ki biz de hasta olmayalım.." dedi. hüzünlendim. sonra havlu ayırdı bana özel; önüme mendil yığdı bi sürü, stok yaptı. alt tarafı nezle oldum lan, nedir bu muamele?!
neyse ya, başım ağrıyo zaten. gideyim ben. hasta hasta nerden esti aklıma yazı yazmak, bilmiyorum. neyse hadi, öpüyorum hepinizi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)