merhaba. şunu okuyan 3-5 insansınız, hepinizi de tanıyorum. onun için "nassın? iyi misin?" muhabbetine girmicem hiç. atarlıyım bugün. ikinoktaüstüstepe.
iPhone'u olmayanlar kendini ezik hissetmesin diye, normal telefonlar için de mesajla tivit yazma özelliği eklemişler twitter'a. günün teknoloji haberi olsun bu da hadi. niye yazdığımı ben de bilmiyorum yoksa.
->bikaç ay önce bi mor ve ötesi yazısı yazmıştım hatırlarsın belki. evet işte o mor ve ötesi yeni albüm çıkarıyor sevgili okur. adı da masumiyetin ziyan olmaz. albümden çıkan ilk single yorma kendini oldu. bu şarkıya bi de klip çektiler. fekat.. klip bazı çevreler tarafından tepki yağmuruna boğuldu hemen. vay efendim "mor ve ötesi'ni de kaybettik, onlar da partili, kızlı klip çekmişler.." vay efendim "sizin aykırı duruşunuz bu mu?" falan gibi. ben klibin bir dalga geçme çabası olduğuna inanıyorum. zira klibi ilk izlediğimde tepkiler hakkında hiçbi fikrim yoktu. ve elimden geldiğince tarafsız bakmaya çalıştım, adamların deli gibi hayranı olmama rağmen. zaten taraflı da olsam, klibi "eleştirmem lazım, çok sevilen bu grubu eleştirmem lazım ki farklı görüneyim" zihniyetiyle izlemekten iyidir diye düşünüyorum. as a result, tepkilere falan bakmıyorum, "bomba gibi bi albüm geliyo sanırım" diyorum. ziyan olmayacak.
yine atarlı girdim, hayırlısı.
->o diil de okur, odtü kimliğiyle katılacağım (-sanki başka şenliğe katıldın caner..) ilk odtü şenliğinin programı da açıklandı ya, daha ne isterim. herkes akşamları devrim'de kimin çıkacağıyla ilgilendi başta fakat, program açıklanınca gördük ki gündüz gruplarıyla, diğer etkinliklerle falan baya bi eğlenicez gibi. laser tag kurucaklarmış ya, daha ne olsun. peşembe günü de marsis geliyomuş sulukule roman orkestrası'ndan önce, ben daha ne isterim. şenlikten sonra da yazı yazıcam, bakalım öngörülerim tutmuş mu tutmamış mı. sonuca göre karanfil sokak'taki cafelerden birine falcı olarak iş başvurusunda bulunucam. poster çakıcam bi de, melodi'nin çektiği fotoğraflardan birini koyup. ooh. mis.
-> geçen gün hayatımda ilk defa tatlı yaptım. 3 kişi daha vardı hatta, beraber yaptık. işin ilginç yanı bunu ders gereği yapmış olmamız. not falan alıcaz düşün. yaptığım tatlı da tiramisu. kolay iş değil yani. gerçi grubuma söyledim, yapmayalım dedim, zor olur dedim. altından kalkamayız dedim. dinlemediler. neyse, aldık malzemeleri başladık yapmaya. her şey iyi güzel gidiyor, sonra bu benim gruptan akıllı bi arkadaş (isim vermek istemiyorum. litfen.) sen git, ocağın altını sonuna kadar aç, sonra tiramisu'nun muhallebisi sen de buharlaş, patates püresi gibi kal tencerenin ortasında. e şimdi bu adama ne diyim, di mi okur? neyse sonra gidildi, yeniden malzeme alındı, ikinci kez muhallebi yapıldı falan. iş, kremayı yaymadan önce keki ıslatma kısmına geldi. sonra bu akıllı arkadaş sen tut, "bütün sıvıyı dökmemiz lazım, yoksa tam ıslanmaz." diye bütün sıvıyı boca et kekin üstüne. kekin kenarından kahveli kahveli taşsın o sıvı da. e şimdi? tabii o kadar ıslatınca, tiramisu oldu revani. böyle bi ıpıslak, bi adamsendeci... (meraba daçe) ey akıllı arkadaş, ne hakkın vardı ilk tatlı yapma girişimimi sabote etmeye? sorarım!..
bugün de böyle sevgili okur. uslu olun, fırlamalık yapmayın. gözüm üstünüzde yeğen.. kendinize dikkat edin!.
not: laser tag, paintball'un lazerle oynananı. biraz daha pahalısı tabi. how i met your mother izleyenler daha iyi bilir.
not 2: bundan sonra arkada çalan şarkıya gönderme yaparak başlık koycam hep. çok zevkli oluyo.
peş peşe süper yazılar serisine devam.. :D
YanıtlaSil