12 Aralık 2011 Pazartesi

thirteen

aa merhaba. sen buralara uğruyo muydun ya? naptın nası gitti? hallettin mi o dediğin işi? hah iyi bari.

hiç kusura bakma da, yalancısın sanki biraz, sevgili okur. ben yazı yazmayınca başımın etini yiyosun, "neden yazı yazmıyosun? noldu, bişiy mi oldu? noldu? pınar nooldu?" diye (şakayı kapana tadelle). ama baktın, yazı yazmaya başladım. o zaman blog'a hiç uğramıyosun di mi? arkadaş, blogun görünümünü değiştirdim, anket yaptım, "sorayım arkadaşlarıma.. nasıl olmuş, öğreneyim" dedim. kimseden tık yok. anket bir haftadır orda duruyo. bir taneniz de gelip oy vermemişsiniz. ama yazı yazmayınca "vallahi her gün bakıyorum, artık yeni yazılar arıyo gözüm. en son 1319 gün önce yazmışsın bak.." demeyi biliyosunuz. küstüm hepinize. çok sinirliyim. bi daha da anket yaparsam.

şaka şaka. tabii ki sinirli değilim de, ne bileyim. bi haftadır tek bir oy göremeyince. neyse. aslında kafamda yazacak bişi de yok, ama dur bakalım.

geçen gün, evdeki buzdolabı, çamaşır makinesi ve televizyon aynı akşam bozuldu. aynı akşam ya, sözleşmiş gibi. servis çağırdık, yarın gelicekler. bak düşün, taaaaa geçen gün bozulan şey için yarın kontrole gelicekler. bazen sıkıntıdan açıyoruz televizyonu, sadece sesini dinliyoruz. radyo gibi. kuzey güney izlerken falan çok komik oluyo. evet, bazen olmaya da biliyo. az önce yazdığım şeyin doğru yazılıp yazılmadığından emin değilim. yalnız televizyonsuz bir hayat çok zormuş, onu gördük. hiçbi şeyden haberimiz olmuyo lan. çok kötü. geçen gün galatasaray fener'i yenmiş, onu bile yeni öğrendik. ehhehe kızmayın fenerliler. 1319 falan.

bugün hücre biyolojisi (aslında cell biology de, havalı görünmemek için böyle dedim, hadi yine iyisin.) hocam bir vaka örneği verecekken "house'u izliyo musunuz?" dedi.. işte o an.. o an içime bir taş oturdu. "tamam," dedim içimden, "allah belasını versin. izlicem.." resmen herkes vakanın ne olduğunu anladı, ben mal gibi kaldım. yok yok, şaka. ben de anladım tabii de. bu hikayeden çıkarılması gereken sonuç bu değil. bu hikayeden çıkarılması gereken sonuç, herkes house izlemeli. ben dahil. evet, ciddiyim. şimdiye kadar izlemiyodum.

mor ve ötesi'nin dünya yalan söylüyor albümü de yeni aktüel dergisi tarafından son 20 yılın en iyi albümü seçilmiş. öhhöm. bilginiz olsun diye şeettim ben.

haydi ben gideyim o zaman. anketi hala doldurmadın biliyorum. yazıklar olsun.

not: başlık niye thirteen hiç bilmiyorum. house'da, house'dan başka bildiğim tek karakter, ondan olabilir. ama bu niye başlık oldu bilmiyorum. üstüme gelme.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder