tatil geldi, eğlenicez, gezicez dedik ortada hiçbi şey yok. her seferinde böyle oluyo bi de. tatiller sıkılmak için değil bence, olmamalı. gerçi daha yeni girdik, du bakalım. yok ama yok. ümidim yok benim bu tatilden de. bi daha tatile girersem iki olsun. daha girmem t.. tamam yapmıcam bu yıpranmış espriyi. (bkz: yıpranmış espri)
havanın bu kadar sıcak olmasını istemiyorum ben. her ne kadar bunu can-ı gönülden isteyenlerimiz (bkz: direnkknerid) olsa da, ben istemiyorum arkadaş. karasal iklim de istemiyorum ben, karadeniz iklimi olsun her yerde. ıpıslak paçalarla gezelim, çamurlu pantolon bi yaşam biçimi olsun. bu ne böyle ya. hem tatil sıkıcı, hem sıcak. evde oturup terlemekle tatil mi olurmuş. peeh.
içinde bulunduğum bu karamsar durumdan kurtulmak için filme, kitaba vurdum kendimi. yaz sonunda hayvanlar gibi (?) kültürlü bi adam olup çıkıcam. görürsünüz. hepinizi geçicem. ehehe.
kitap olarak olasılıksız'ı seçtim ilk başta. önyargılı yaklaştığım bi kitaptı aslında. ama kendimi sıkıp ilk 70-80 sayfalık bölümü okuduktan sonra mükkemmel bi hal alıyo kitap. bilim kurguya vuruyo kendini. şu anda da acayip pis bi yerdeyim. sonunu acayip merak ediyorum. kısacası tavsiye ederim kitabı. ki zaten herkes öve öve bitiremedi, bilirsiniz. film olarak da, forrest gump izlicem birazdan. 2. izleyişim olacak ama süper olacak. tom hanks oynadığı için 5 kere de izlerim aslında. dün de da vinci şifresi'ni izledim. tom abimizle kanka olduk anlıcaanız. eheh.
iyice sululaştım ha ben. tamam bitiriyorum yazıyı daha fazla sıkmadan sizi. taşla kaplı bu yazının da sonuna geldik. ahah. bir sonraki sıkıcı ve saçma yazımda görüşmek üzere. si yu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder