25 Eylül 2009 Cuma

uyandırma servisi..

dün durduk yere böyle bi yazı yazasım geldi. ortada hiçbir şey yokken. birden aklıma geldi. dedim ki biraz etrafa saldırayım, çamur atayım. böylece stres atmış olurum hem di mi ama?..

birden geldiniz, hayatımıza girdiniz. aslında birden de gelmediniz ya neyse. sizi seven oldu, sevmeyen oldu.. sesimizi çıkarmadık büyüğümüzsünüz diye.. ama yaptığınız bini aştı.. dayanacak hal mi kaldı? bi sınırı var elbet..

hatırlar mısınız? yaklaşık iki hafta önce bi felaket yaşandı, istanbul çevresinde. 30 kişi vefat etti. binlerce insan evinden, iş yerinden oldu. insanların hayatları bi günde alt üst oldu yani. ama siz ne yaptınız? çıkıp dediniz ki "bu tablo istanbullunun tedbirsizliğinin sonucudur"... aklımız durdu. böyle bir olaydan sonra nasıl böyle konuşabilirler diye. sonradan düşündük, bunun normal bir söylem olduğuna karar verdik. 17 ağustos depreminden sonra da "7.4 yetmedi mi?" diye pankart açmıştınız, hatırlarsanız.

bir tek bu da değil ki.. aklıma o kadar çok şey geliyo ki, yazsam roman çıkar, o derece. bikaç sorum var, cevaplanmayacak olsa da.. amerika'ya, mısır'a, suudi arabistan'a, birleşmiş milletler zirvesine, g-20 zirvesine, davos'a birçok yere gittiniz. söyleyin allah aşkına, hangisinden kafanızda birden yanıveren bir ampulle geri döndünüz? hangisinden sonra bu ülkede bir şeyleri değiştirmeye çalıştınız? amerika başkanıyla fotoğraf çektirmek de güzel şeydir elbet, ama sizin yönettiğiniz bir ülke var arkada, farkında değilsiniz. ben gittiğiniz hiçbir konferanstan gazla gelip "emekliye, memura, işçiye yüzde 20 zam yapıyorum." dediğinizi duymadım. ama burdan gazı alıp, gidip ekonomi forumunda "esküz mi!" dediğinizi gayet net duydum.

milletin gözünü boyadınız sevgili büyüklerim. türban dediniz, açılım dediniz, hatta "velev ki" dediniz, ama bi gün de oturup "n'olacak bu milletin hali?" demediniz. bi gün çıkıp "ülkenin ekonomisi için bir şeyler yapma vakti geldi.." demediniz. birbirinizle sidik yarıştırdınız hep. milleti kandırdınız işte besbelli. insanların cebinde para yokken, sokak röportajlarında "türban istiyoz biz!" demesinin tek nedeni sizsiniz. ama bunlar umrunuzda mı? hiç sanmam. sizin derdiniz, amerika başkanı geldiğinde onu karşılamaya giderken hangi takım elbisenizi giyeceğiniz. öğrencinin, emeklinin, çalışanın, yaşlının hali nasıldır diye soran yok. sormayın ya boşverin. aa bak, ermenistan sınır kapısı açılmış, bi el atın da kapatalım hadi koçlar. hepinize "sucuk-ekmek"li günler.. hepinizi seviyorum. hepinizi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder