daha önce buralarda bahsetmedim ama, bazılarınız biliyo. radyo'da asistan oldum ben. asistan kelimesi kulağa havalı geliyo da şimdi, aslında yaptığım bişi yok. telefon bakıyorum, programda hediye kazananları arıyorum, bi de cepa'ya mail atıyorum bu kadar. işte dün de ilk günümdü radyoda. lafı uzatmadan, ilk günüm nası geçti onu anlatayım istiyorum.
saat 17.00 suları: giriyorum radyoya. ilk gün olduğu içün heyecan var tabi biraz. girer girmez levent'i görüyorum. "aa levent merhaba" demeye kalmadan, "çantanı falan bırak, çabuk sana bi görev vercem" diyo. bırakıyorum çantayı falan. oturuyorum bekliyorum.
17.10 civarı: "görevi yapamıcağımı düşündü heralde.." diye düşünüyorum. oturmaya devam ediyorum. bu arada kadriye abla, telefonu nası açıcağımı, nası stüdyoya bağlıcağımı falan anlatıyo. dediklerini hafızaya kaydedip oturmaya devam ediyorum.
17.30 civarı: levent geliyor, diyor ki: "ya görevi vermekten vazgeçtim, yetiştiremeyiz diye. sıkıldın heralde. birazdan telefonlar başlayınca eğlenirsin merak etme." ben de eki eki gülüyorum, yok önemli diil falan diyip oturmaya devam ediyorum telefonun başında.
17.50 civarı: adeta bir film sahnesindeyim. sevdiğinden telefon bekleyen hüzünlü adam rolü yapar gibi, boş boş oturuyorum telefonun başında. sıkıldım lan!
18.12 civarı: levent arıyor, stüdyodan. tabi ben acemi olduğumdan stüdyodan aradığını kestiremiyorum "radyo odtü!" diye açıyorum telefonu. "stüdyodan arıyorum.." diyor, "birazdan başlıyoruz. kadriye abla'nın dediklerini uygulıcaksın." kendimi hazırlıyorum kaçınılmaza. derin nefesler alıyorum, sakinleşmeye çalışıyorum. "ya bi aksilik çıkarsa?"
18.20 civarı: programdaki yarışmanın başladığı anons ediliyor. yarışmanın sorusu: "dünyanın 8. harikası sizce nedir?".. bir dakika geçmeden telefon çalıyor, trak! diye açıyorum, "radyo odtü!" sesi inletiyor radyonun içini, kendime güvenim tam, sesim titremiyor, telefondakinin numarasını, adını alıyorum, stüdyoya bağlamakta ufak bi sorun çıksa da hallediyorum. ilk telefon bağlantımı gerçekleştirdim işte! işte bu!..
18.26:32 civarı: telefonlar ard arda geliyor, bi tanesini kapatıyorum, öbürü çalıyor. bu arada biri arıyor. heyecanlı bi şekilde "sekizinci harikayı söyliim miiiğ?" diyor, "yok," diyorum olmaz, "stüdyoya bağlamam lazım." "yok, yok stüdyoya bağlama yaa ehehayaehashdashdahsdbzhcaha.." diyor, "neyse ben konuşamıcam" diyip kapatıyor. hakkaten eğlenceliymiş bu iş diye düşünmeden edemiyorum.
18.43 civarı: artık son telefonu alacağımızı anons ediyor levent radyodan. mesajı alıyorum hemen. "tamam," diyorum "bu son.. valla bi daha yapmıcam.." son telefonumu da bağlıyorum, fakat o da nesi.. bağladığım dinleyici hattan düşüyor. rezil oluyoruz radyocak, 70 milyona.. neyse ki adam hemen arıyor tekrar da bi aksilik yaşanmadan muhabbetini edebiliyor bu sefer. telefon bakma işi bitiyor bu dinleyiciyle. derin bir nefes alıyorum. çok şükür "büyük" bir aksilik yaşanmadan bitti. şimdi sıra geldi yine oturmaya. oturuyorum.
19.35 civarı: oha lan. yaklaşık 1 saat öylece oturdum. bu bir rekor olmalı. arada teknik yayıncı yurdem geldi, lafladık falan gerçi. iyi oldu. levent geliyor bu arada yine. diyor ki "hediye kazananları aramanız gerekiyor. işte böyle böyle yapcaksınız böyle böyle olcak." gidiyoruz başka bir telefonun başına. başlıyoruz aramaya. sıra geliyor tır şoförü mustafa bey'e:
-iyi akşamlar, mustafa bey'le mi görüşüyorum.
+evet buyrun.
-mustafa bey, radyo odtü'den arıyorum. az önce işte falan fişman hediye kazandınız.
+ya çok teşekkür ederim valla çok sağ olun.
-hediyenizi 15 gün içinde cepa alışveriş merkezi'ne başvurarak alabilirsiniz.
+yav bu cepa nerede oluyor?
-odtü'yü biliyor musunuz?
+evet.
-işte onun karşısı.
+heaa peki. umarım 15 gün içinde romanya'ya gidip gelmiş olurum da alırım hediyeyi. çok sağ olun tekrar.
-rica ederiz. iyi akşamlar..
+iyi akşamlar.
inşallah...
19.50 civarı: levent programın son anonsunu yapıp geliyor, cepa'ya mail atmayı gösteriyor bana. "çok iyi iş çıkardın, teşekkürler" diyor. eki eki diyorum. radyo'daki ilk günümüz de böylece bitmiş oluyor. vallahi ben eğlendim. güzeldi valla. eheh.
işte dostlar. bir radyo gününün -daha- sonuna geldik. dinlediğiniz için teşekkürler. isteklerinizi beklerim, ikiyüzonotuzotuz. hadi kaçtım ben, görüşürüz.
not: programın adı günlerden bugün. saat 17.00-20.00 arası yayınlanıyor hafta içi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder